KİŞİSEL GELİŞEMEME GÜNLÜKLERİ-4

 

BOĞULDUN.



Nefesini hızlı hızlı çek ciğerlerine. Sanki korkmuş, heyecanlanmış gibi çek.

Evine dön. Evin neresiyse oraya dön. Neresi? Selde kaybolan evinin parçalarını ara her yerde. Ama bu sularda yüzmeyi bilmezsin sen. Akıntıya dikkat et. En dibe bat. Kalbindeki ağırlıkla girer girmez en dibe bat. İşte şimdi çek o nefesi. Bırak kendini. Bırak su senin evin olsun.

Görünce gülümsediğin her şeyin uğrattığı hayal kırıklığını hatırlayınca sıkışan kalbini rahatlatmaya çalışır gibi içine çek. Yandı mı ciğerlerin? Hissetmedin hayır, ruhun diri diri yanarken iyi geldi. Etrafına baktın. Çok bulanık, pis bir su. Hiçbir şey göremedin. Bu eller kimin peki? Bir zamanlar kaderinin orada yazdığına inandığın avuçlarında var mıdır şu an? Senden habersiz orada öylece duruyorlar, neden çırpınmıyorlar? Söylesene.

Ağlarken sana yetmeyen havayı hatırla. Seni yüzüstü bırakmıştı, en çok ihtiyacın olduğunda dolmamıştı içine. Oysa bu serin, ıslak derinlik yine yanındaydı biraz daha tuzlu bir şekilde gözlerine toplanmıştı. Aynı pencereden baktı seninle şu dünyaya. En duygusal anlarının misafiri oldu hep. Kalkıp canını almak istese hayır mı diyeceksin şimdi? Ölürken ev sahibi olsa istemeyecek misin?

Çaresiz kaldığın her anda kimseyi bulamamış gibi çek içine o nefesi. İpsiz bir uçurtma olmak için çabaladığın zamanları hatırlayıp gülümse. Umutlu olduğun günleri hatırla. Hayallere dalıp uyuduğun o güzel geceyi, sabahında keşke hiç bitmeseydi diyerek mutlu uyandığın rüyanı hatırla. Sevginle boğmak istediğin insanları hatırla. Bir zamanlar olduklarını ve olmadıklarını düşün. Kristalleşip beyazlaşan donuk gözlerine bakarlarsa arkanda bıraktığın parıltıyı görsünler. Biri bakmak isterse çocukken en sevdiğin şeyleri görsün. Acının ince ince işleyerek istikrarla yerleştiği gözlerinin mutluyken nasıl güzelleştiğini görsünler.

Çok çabalayıp başaramadığın, içinde ukde kalmış bir şeyi gördüğünde çektiğin iç gibi derin bir nefes al. Kolundaki saate bak. Neden ilerlemiyor? Hayatın boyunca hızlanıp yavaşlayan bu lanet zaman tam şu an ilk defa sana dost. Tüm anıların kafanda canlansın diye durmuş ya da belki de hayat filminin seyircisi olabilmek için orada. Sırtın ansızın gelen bir farkındalıkla acıdı. Zemine çarptın.

Burası mıydı son durağın? Burada mı arayacaktın evini? Bak su seni kucaklıyor. Onun kolları mı evin? Kokusunu alabilmek için son kez çek o nefesi içine. Öleceğin fikri aniden çok büyük bir ağırlık gibi çöktü göğsüne. Hayır yapma. Ağlayamazsın artık öldün. Boğazın düğümlendi hıçkıramazsın ama bu kez. Unutuldun. Kalplere dolamadan unutuldun. Öldün sen öldün. Bu karanlıkta kaybolmaya mahkum bırakıldın. Kimse görmedi mi battığını? Hayır kendin ister gibi göründün. Gelmeyecek mi kimse? Düşüncelerin neden ilkelleşti? Yalnızlık son ziyaretçin. Artık düşünme yetini de yitirdin. Bilinçaltın sana rastgele şeyler izletecek. Şanslı mısındır diye sorsam anlamını bile hatırlayamadığın bir kelime duymuş olacaksın. O yüzden,

belki kahrolduğun bir gece belki papatyadan taç taktığın bir öğlen..

Boğulanların neden gözleri açık anladın sonunda.

Evin peki, neresiymiş?


AYRİZ ÖYKÜ GÜR

Yorumlar